-
1 подлежать
подлежа́ть обложе́нию нало́гом — vergiye tabi olmak
подлежа́ть дополни́тельной опла́те — ek ücrete tabi olmak
••это не подлежи́т сомне́нию — bunda bir kuşku olamaz, bu, tartışma götürmez
-
2 depend
v. bağlı olmak, tabi olmak, güvenmek* * *bağlı ol* * *[di'pend]( with on)1) (to rely on: You can't depend on his arriving on time.) güvenmek2) (to rely on receiving necessary (financial) support from: The school depends for its survival on money from the Church.) bağımlı olmak, muhtaç olmak3) ((of a future happening etc) to be decided by: Our success depends on everyone working hard.)...-e bağlı olmak•- dependant
- dependent
- it/that depends, it all depends -
3 unterwerfen
unterwerfen*I vt2) ( einer Kontrolle) tâbi tutmak;II vrsich \unterwerfen boyun eğmek, boyunduruk altına girmek;sich dem Richterspruch \unterwerfen kazaya rıza göstermek -
4 be liable to
v. karşı duyarlı olmak, eğilimli olmak, maruz kalmak, tabi olmak -
5 be liable to
v. karşı duyarlı olmak, eğilimli olmak, maruz kalmak, tabi olmak -
6 подчинение
сtabiiyet; boyun eğmeподчине́ние меньшинства́ большинству́ — azınlığın çoğunluğa boyun eğmesi
быть в подчине́нии у кого-л. — birine tabi olmak
оказа́ться в подчине́нии монопо́лий — tekellere tabi duruma düşmek
держа́ть кого-л. в подчине́нии — emrinde tutmak
-
7 hinge on
v. bağlı olmak, dayanmak, üzerinde dönmek* * *dayan* * *(to depend on: The result of the whole competition hinges on the last match.) bağlı/tâbi olmak -
8 Zensur
der Zensur unterliegen sansüre tabi olmak;gute Zensuren haben -in notları iyi olmak -
9 unterliegen
unterliegen*irr vieinem Irrtum \unterliegen hataya düşmek, yanılgıya düşmek2) ( unterworfen sein) bağlı olmak (-e), tâbi olmak (-e);es unterliegt keinem Zweifel, dass etw eintritt bir şeyin olacağına şüphe yok -
10 обложение
-
11 be subject to
v. tabi olmak -
12 be subject to
v. tabi olmak -
13 Willkür
Willkür f <Willkür; o pl>: jemandes Willkür ausgeliefert sein b-nin keyfine tabi olmak -
14 behoren
-
15 υπόκειμαι
(υπόκειμαι) tabi olmak, (...)e uğramak -
16 Zensur
der \Zensur unterliegen sansüre tâbi olmak2.; ( Note) not, başarı notu -
17 unterziehen
unter|ziehen1) ( Kleidung) içine [o altına] giymek2) gastr içine katmak2. irrI vt tâbi tutmak;etw einer Qualitätskontrolle \unterziehen bir şeyi kalite kontrolüne tâbi tutmak;jdn einem Verhör \unterziehen birini sorguya çekmekII vrsich \unterziehen katlanmak (-e);sich einer Operation \unterziehen ameliyat olmak -
18 tax
n. vergi, haraç, harç, resim, vergilendirme, yük, külfet————————v. vergilendirmek, vergi koymak, yük olmak, yormak, suçlamak, mahkeme masrafını belirlemek* * *1. vergilendir (v.) 2. vergi (n.)* * *[tæks] 1. noun1) (money, eg a percentage of a person's income or of the price of goods etc taken by the government to help pay for the running of the state: income tax; a tax on tobacco.) vergi2) (a strain or burden: The continual noise was a tax on her nerves.) yük, stres2. verb1) (to make (a person) pay (a) tax; to put a tax on (goods etc): He is taxed on his income; Alcohol is taxed.) vergi al(ın)mak, vergiye tâbi tut(ul)mak2) (to put a strain on: Don't tax your strength!) zorlamak, tüketmek•- taxable- taxation
- taxing
- tax-free
- taxpayer
- tax someone with
- tax with -
19 unterziehen
unterziehen1 v/t <unreg, -ge-, h> -in altına giymekunterziehen2 <unreg, o -ge-, h>1. v/t tabi tutmak2. v/r: sich einer Operation unterziehen ameliyat olmak;sich einer Prüfung unterziehen sınava girmek
См. также в других словарях:
tabi olmak — birinin kontrolü altına girmek, bir şeye veya bir kimseye bağlı olmak Kooperatifler, devletin her türlü kontrol ve denetimine tabi olup siyasetle uğraşmaz... Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabi — 1. sf., Ar. tābiˁ Bağımlı Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tabi olmak tabi kılmak tabi tutmak 2. is., Ar. ṭābiˁ 1) Basıcı 2) Yayımcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
rızası olmak — izni olmak, müsaadesi olmak ... kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz, rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlı olmak — 1) tabi bulunmak Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir. Anayasa 2) tutulmak, tutkun olmak İhtiyarın Arslan Bey e bu kadar bağlı olması, Giray ı sık … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÜS' — Tâbi olmak, ittiba etmek, uymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEVAD-I A'ZAM — Büyük şehir. * Mekke i Mükerreme. * İnsanların ekseriyeti.(Maişetçe neden bu kadar muktesit yaşıyorsun? diyenlere cevaben: Ben sevad ı azama tâbi olmak isterim, sevad ı azam ise; bu kadar tedarik edebilir. Ben ekalliyet i müsrifeye tâbi olmak… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
uymak — e, ar 1) Ölçüleri birbirini tutmak Ayakkabı ayağına iyi uydu. 2) Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek Kravat ceketine uymuş. 3) Zevke, anlayışa uygun düşmek Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor. 4) Bir inanca, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ad çekmeye girmek — 1) kuraya tabi olmak Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkan Vekili ad çekmeye girmezler. Anayasa 2) sp. oyunun başlangıcında, alan seçimi, başlama atışı veya karşılama hakkı için öncelik sağlamak amacıyla kura çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlı kalmak — uymak, tabi olmak Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma ant içerim. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
GATT — Birbirine tâbi olmak. * Gizlemek. * Mükedder etmek, üzmek. * Suya dalmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
IDAFE — Misafir edinmek. * Ulaştırmak. * Tâbi olmak, uymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük